Haber

Yargıtay, boşanma davalarında eşlerin aileleriyle görüşmesinin kısıtlanmasının kadının kişilik haklarına saldırı olduğunu belirtti.

Ankara’da açılan ve Yargıtay’a kadar uzanan boşanma davasında Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, aileleriyle görüşmede sorun yaşayan eşler hakkında önemli bir karara imza attı. Yargıtay, “Eşin ailesiyle temasının kısıtlanması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder” dedi.

İçtihat Bülteni’nden alınan bilgiye göre, Ankara’da açılan ve eşlerin karşılıklı olarak birbirlerinden 100 bin lira maddi ve manevi tazminat talep ettiği boşanma davası belgesinde ilk derece mahkemesi, erkeğin; Adam evliliğin başından beri eşine karşı sevgisiz ve ilgisiz davranmış, ev onun ihtiyaçlarını karşılamamış, davacıyı parasız bırakmış, bu şekilde ekonomik şiddet uygulamış, eşine hakaret etmiş, aşağılamış, onu engellemiş. anne ve babasıyla kişisel ilişkiler kurmaktan kaçındı, eşiyle vakit geçirmekten kaçındı ve ona karşı harekete geçti. kadının tamamen kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin karşı iddiasının reddedildiği, kadının esas davasının kabul edildiği, Türk Medeni Kanunu’nun 166’ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşandığı 4721 Sayılı Kanun (4721 Sayılı Kanun), kadın yararına aylık 250 TL nafaka ile boşanma yoluyla kadının yoksulluğa düşürülmesini öngörüyor. Azaltılacağı gerekçesiyle aylık 350 TL nafaka, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 bin TL maddi, 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kadınların yararına hukuki koşulların oluştuğu gerekçesiyle. Kocanın avukatı aracılığıyla itirazının ardından itiraz dilekçesi mahkeme tarafından iptal edildi. Temyiz mahkemesi her iki davanın da reddine ve kadının ve erkeğin diğer tüm temyiz taleplerinin esastan reddedilmesine karar verdi. Kararın ardından davacı ve karşı davalı avukatı, kadının reddedilen davası ve ekleri için istinaf talebinde bulundu.

Karar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozularak Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi.

İptal kararının ardından Bölge Adliye Mahkemesi, eşlerin boşanmasına karar vererek, kadının kusurunun bulunmadığına, boşanma sonucunda bu eşin en azından bir başkasının maddi desteğini kaybettiğine, “erkeğin kadının ailesiyle görüşmesinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları ve hakkaniyetleri dikkate alınarak 30 bin TL maddi, 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi. kadının yararına maddi tazminat.

Erkek davalı-karşı davacı, Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde itiraz talebinde bulunmuştur.

Dosyayı yeniden inceleyen Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi sonucunda şu sonuca vardı: “Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinafta incelenen kararında bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Karara ilişkin hukuk kurallarının somut olaya uygulanması ve bozma kararının yeterli düzeyde verilmiş olması, Kapsam dışındaki itirazların uygun görülmemesi, Kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat Tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesine, paranın satın alma gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına bağlı olarak yüksek. 4721 4721 sayılı Kanunun 50 ve 51’inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanunun 174’üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. 6098 Kanununun üçüncü unsuruyla birlikte yazılı düzenleme yapılması gerekmektedir. “Mahkeme, mahkemenin kurulmasının kurumun bozulmasına yol açtığına hükmetmiş ve erkek eşin, kadın eşin ailesiyle görüşmesinin kısıtlanmasının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini kabul etmiş ancak dosyayı Bölge Adliye Mahkemesi’ne geri göndermişti. erkek eşe verilen tazminat miktarının aşırı olduğu kanaatindeyiz” dedi. -BURSA

termal-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu